İNTER CLUB
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İNTER CLUB


 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 asker ressamlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
pinhani
VEZİR
VEZİR



Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 28/03/08

asker ressamlar Empty
MesajKonu: asker ressamlar   asker ressamlar Icon_minitimeSalı Nis. 08, 2008 3:55 am

Pertev Boyar (1897-1981)

1897 yılında doğan sanatçı, Kuleli Askeri Lisesi'nde okurken Sami Yetik'ten aldığı derslerle sanat yaşamına başlamıştır. Yoğun askerlik yaşamında 1930-1932 yıllarında Akademi!ye dışarıdan devam ederek İbrahim Çallı atölyesinde sanat bilgisini geliştirmiş, ancak bu ilgisini İstanbul dışındaki görevleri nedeniyle sürdürememiştir. Ankara'da kaldığı yıllarda Emekli Subay Ressamlar Birliği'nin genel sekreterliğini yapmış, burada halkevi sergilerine ve devlet sergilerine katılmıştır.

Topografya ve resim sanatı konularını içeren kitapları arasında, 1948'de Ankara'da basılan "Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletlerinde Türk Ressamları, Hayatları, Eserleri" isimli eseri, Çağdaş Türk sanatı için temel kaynak kitaplar arasında yer alır. Peyzaj ve natürmort türünde yoğunlaşan resimleri ile Pertev Boyar, asker ressamlar kuşağının sanat anlayışı kapsamında, klasik-izlenimci çizgide yer almaktadır. Ressam 1981 yılında ölmüştür.

Şeker Ahmet Paşa (1841 - 1907)
Gerçek adı Ahmet Ali olan Şeker Ahmet Paşa, 1841 yılında İstanbul’un Üsküdar semtinde dünyaya geldi. Küçük bir çocukken eniştesi Yahya Paşa tarafından himaye edilen Ahmet Paşa, 1855 yılında Tıbbiye Mektebine girdi ancak doktorluğun hassas yapısına uymadığına karar verdiği için Harbiye Mektebine geçti. Burada resme karşı olan ilgisi onun Harbiye Mektebi’nin resim öğretmenliği bölümüne atanmasını sağladı. Resme ilgisiyle tanınan Abdülaziz Han tarafından, başarılarından dolayı Paris’e gönderilen Şeker Ahmet Paşa, 1855 yılında Paris’te açılan Mekteb–i Osmanî’de resim sanatı üzerine öğrenim gördü ve yedi yıl süreyle Boulanger ve Gerome’un atölyelerinde çalıştı. 1869 yılında Paris resim salonlarında bazı yağlıboya çalışmalarını ve Abdülaziz’in karakalem bir portresini sergileyerek mezun oldu, 1871 yılında Paris’teki diğer Türk sanatçılarla birlikte İstanbul’a döndü.

İstanbul’a dönünce yüzbaşı rütbesiyle Tıbbiye Mektebine atanan Ahmet Paşa, aynı zamanda saraya yaver oldu. Bu görevleri dışındaki zamanlarında da resim ile ilgili çalışmalar yaptı. Bu yıllarda Bayazıt Zeyrek Kaptan-ı İbrahim Paşa Mektebine resim öğretmeni olarak atandı ve 27 Nisan 1873’te dönemin ressamları ve öğrencileri ile Türkiye’nin ilk resim sergisini açtı. Sanayii Nefise Mektebinin açılmasında etkili olan Ahmet Paşa, gösterdiği başarılar sonucunda!1876 yılında binbaşı, 1877 yılında yarbay, 1880 yılında albay, 1885 yılında tuğgeneral, 1890 yılında da korgeneral oldu ve kendisine mabeyn ressamı ünvanı verildi.

1896’da yabancı misafirleri ağırlama işleriyle ilgilenen Yabancı Konuklar Teşrifatçısı (Protokol Sorumlusu) oldu. İlk saray ressamlarından biri olan Şeker Ahmet Paşa, yaver olduğu ve Şehzade Yusuf İzzettin’in huzurda bulunduğu bir sırada II. Abdülaziz “Yaver Ahmet Efendi’yi çağırınız” diye emretmiş, mabeynci hangi Ahmet olduğunu anlamamış, Şehzade Yusuf İzzettin “canım bizim Şeker Ahmet” demiştir. Bundan hoşlanan Abdülaziz kahkahalarla gülmüştür. O zamandan sonra Ahmet Ali, iyi kalpliliğinin ve uysallığının karşılığı olarak bu lâkapla anılmıştı.

Asker ressamlar geleneğinin en önemli temsilcilerinden olan Şeker Ahmet Paşa’nın resimlerinde insanlara ve olaylara odaklı bir yaklaşım yerine; ormanlar, meyveler, çiçekler, karacalar, geyikler, koyun sürüleri ve çoban köpekleri sevgi ile işlenmiş motiflerdir. Sanatçının iddialı, zengin, büyük boyutlu natürmortları ise, sürüş ve renk olarak tercihlerini ve becerilerini en başarılı biçimde yansıttığı işler olarak diğerlerinden ayrılırlar. Batı tarzında resim yapan ilk ressamımız olmasına karşın kendisinin bugün de yadsınamayacak özgünlükte başarılı yapıtlar gerçekleştirmesi, Osmanlı görsel sanatlar geleneğinin alt yapısının “batı tarzı resim sanatı” için de bir temel görgü kaynağı ve temel oluşturabilmesine bağlanabilir.

Batı etkilerini, kendi sanatına özgün bir biçimde yansıtan asker ressamlar kuşağının önde gelen isimleri arasında özel bir yere sahip olan Şeker Ahmet Paşa’nın resimlerinin önemli bir bölümü, İstanbul, Ankara Resim–Heykel müzelerinde ve bazı banka koleksiyonlarında ve Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenmektedir. Süleyman Seyyid ve Hüseyin Zekai Paşa ile birlikte 19. yüzyılın natürmort resimler yapan en önemli ve ilk ustalarından olan Şeker Ahmet Paşa, 1907 yılında 5 Mayıs Cumartesi günü kalp krizinden öldü ve Eyüp Sultan’daki Sokullu Mehmet Paşa Türbesi civarına gömüldü.

ŞEVKET DAĞ

Osmanlı İmparatorluğu’nun 18.yüzyılın başlarından itibaren batlılaşma sürecine girmesiyle birlikte, geleneksel Osmanlı tasvir sanatının yerini batılı anlamda yağlıboya tuval resmi almaya başlamış ve Osmanlı sarayı bu tarz resmin gelişimini desteklemiştir. Ancak, 19.yüzyılın ortalarına kadar bu doğrultuda sadece yabancı ve azınlık sanatçıların üretimleri gündeme gelmiştir. İlk yağlıboya Türk ressamlarının ortaya çıkması, 18. yüzyılın sonunda askeri okullarda, askeri amaçlarla başlayan resim eğitimi neticesinde gerçekleştiğinden ve bu gelişmenin birkaç kuşağı içine alması nedeniyle, Türk resminde 19. yüzyıl asker ressam kuşaklarının birbirini izlediği bir dönem olmuştur. Osman Hamdi Bey gibi sivil eğitim alan isimler dışında, 19.yüzyıl içerisinde bu geleneği bozan istisnalar çok azdır.

3 Mart 1883’de eğitime başlayan Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi, henüz başlangıç aşamasındaki Türk resim sanatının yeni bir yön kazanmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Bundan sonra, buradan akademik anlamda bir sanat eğitim alarak mezun olan ilk sanatçılar, askeri okullardan mezun olan meslektaşlarıyla birlikte Türk resminin biçimlenmesinde önemli bir rol oynamışlardır.
Şevket Dağ, bu okulun ilk mezunlarından biridir. 18761 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir ve Halil Edhem’in ifadesine göre; hali vakti yerinde bir ailenin çocuğudur. Eğitiminin ilk evresi hakkında kaynaklar bilgi vermemektedirler. Bu nedenle, onun Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi’ne kaydolmasıyla sonuçlanacak sanat tutkusunun ne şekilde biçimlendiğine dair ipuçlarını bulmak da kolay olmamaktadır. 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte oluşan ve özellikle dönemin genç kuşak aydınlarını etkisi altına alan özgürlük ortamı içerisinde ressam Mehmet Ruhi Arel’in Şehzadebaşı’ndaki evinde toplanan bir grup sanatçı, bazı ortak sanat idealleri çerçevesinde 1909 yılında Osmanlı Ressamlar Cemiyet’ini11 kurmuşlardır. Bu toplantılara katılan ve Cemiyetin kurucuları arasında yer alan isimlerden biri de Şevket Dağ’dır.

Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kurulduğu sıralarda katıldığı Atina ve Münih’teki uluslar arası yarışmalarda madalya kazanmış olduğu belirtilmektedir. Bu sırada Osmanlı, önce Balkan Savaşları ardından Birinci Dünya Savaşı’nın çalkantısı içine girmiştir. Birinci Dünya Savaşı ile birlikte yurtdışında bulunan pekçok sanatçı yurda dönmüşler ve diğer genç meslektaşlarıyla birlikte hükümetin de yönlendirmesiyle İstanbul Şişli’de kurulan bir atölyede geceli gündüzlü çalışarak konusu savaş olan resimler üretmişlerdir. Çoğu Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyesi olan ressamların eserleri müttefik devletlerin başkentleri olan Viyana ve Berlin’de sergilenerek Türk insanının sanat alanındaki başarısı ve Türk toplumunun değişen çehresi gösterilmek istenmiştir
Salih YÖN (1965 - )

1965 yılında Burdur'un Çeltikçi İlçesinde doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Çeltikçi'de, Lise öğrenimini Burdur Ticaret Lisesi'nde tamamladı. 1983 yılında Hava Teknik Okullar Komutanlığı İzmir'den mezun oldu ve Hv.K.K.lığı Pl.P.Bşk.lığı Bakanlıklar-ANKARA'ya atandı. 17 yıl burada görev yaptı. 2000 yılında 5.Ana Jet Üs K.lığı Merzifon'a atandı.

Burada Hava Lojmanlarında kendisi tarafından kurulan, Resim Atölyesine Resim Atölyesi Öğretmeni olarak atandı. Bu atölyede dört yıl görev yaptı ve Hava Üssü Personeline, eş ve çocuklarına gündüz, gece ve hafta sonu kursları olmak üzere resim eğitimi verdi. Ayrıca atandığı Merzifon'da, 1939 yılında inşa edilmiş iki katlı tarihi bir binanın restorasyonunu, tamamen kişisel imkanlarıyla yaptırarak Sanat Merkezi haline getirdi. ATAÇAĞ SANAT MERKEZİ (Atölye & Galeri) adı altında açtığı Sanat Merkezi, aynı zamanda Merzifon'un tarihinde açılan ilk Sanat Merkezi olmasının yanı sıra, Amasya İlinin de tek özel sanat merkezi olma özelliğini taşıyor. Salih YÖN, Şubat 2004'de emekliliğine bir yıl kala Hava Kuvvetleri'ndeki görevinden istifa ederek ayrıldı ve Antalya'ya yerleşti. Antalya'da SALİH YÖN SANAT EVİ (Atölye & Galeri)'ni kurdu. Sanat çalışmalarını SALİH YÖN SANAT EVİ (Atölye & Galeri)'nde sürdürmektedir.Resim çalışmalarına ilkokul yıllarında başladı ve çeşitli yarışmalarda ödüller aldı. Çalışmalarını Ankara'da görevli olduğu yıllarda geniş bir sanat çevresinde bulunmanın etkisiyle geliştirdi. Çalışmalarına 2 yıl Ressam Hikmet ÇETİNKAYA ve 2 yıl Ressam Sabri AKÇA atölyelerinde devam etti.Almanya, Hollanda ve Belçika'da Müze ve Sanat Galerilerinde arıştırma ve inceleme yapma imkanı buldu.
Asker Ressamlar Kuşağı'ndan olan ve yıllardır geceleri resim yapma olanağı bulan sanatçının resimleri; (Ressam Sabri AKÇA'nın anlatımıyla) "İzlenimci bir tarzda, izleyenleri dinlendiren, tarihi yerler ve yörelerimizin doğal güzelliklerini daha da şiirsel göstermeye yönelik samimi ve sabırlı çalışmaları içermektedir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
asker ressamlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İNTER CLUB :: EĞİTİM :: ÖDEV BANKASI-
Buraya geçin: